Sevgili Kaptan,
Sana iki müthiş kadından bahsetmek istiyorum. Burcu Halaçoğlu ve Bengisu Bayrak...
Bengisu ressam ve sinema üzerene yüksek lisans yapmış. Bir Hitchcock hayranı. Pera güzel sanatlarda geçtiğimiz perşembe günü sergisinin açılışında tanıdım kendisini.
Bazen uygulamalardan çok fikri seversiniz hani. Factory Girl'de sevdiğim bir diyalog vardır aklımdan çıkmaz. Ünlü rock star, andy 'nin sergisini gezerken der ki, "insanlar bu konserve kutularına sanat mı diyor ve buna yüzlerce dolar mı ödüyor, anlamıyorum"... ve kız ona cevap verir... "Bu bir fikirdir ve bu fikrin sahibi olan adama verilen değerdir"... Bu felsefeden hoşlandığım için popart bana hep yakın gelmiştir...ve popartçılar...
Bengisu'nun sergisinde de beni heyecanlandıran bir buluş vardı. Öncelikle serginin temelini oluşturan "Dail M for Murder" filminden bahsedelim biraz. Henüz izlemediyseniz bakmakta fayda var derim ben. Ustanın bolca çektiği hikaye türlerinden biridir ve mükemmel cinayeti tasvir eder. Grace Kelly'nin müthiş performansı göz doldurur. Hitchcock filmleri üzerine çok şey yazılıp söylendiği için burada ustaya saygı kuşağı yapma niyetinde değilim ama bu filme daha önce Bengisu'nun baktığı gözle bakıldığını sanmıyorum.
Sergide ki film karelerine bakarken izlediğim şey, sanatçının gözündeki, ruhunda ki ve kalbinde ki yansımalarının kurgulanmış haliydi...
Bunu ifade etmek için ise şöyle bir yöntem izlemiş;
Filmin içinde bize gösterilmeyen bazı noktalar vardır. Beynimiz bunu kendiliğinden tamamlar. O yüzden bu detaylar ortak bilincin idrak edeceği şekilde serpiştirilir. Mesela esas adamın mektubu okuduğu sahne... Mektupta ne yazdığını görmeyiz... Nasıl bir mektup olduğunu bilmeyiz... Ama yönetmen bizim onu algılamamız için bütün ortamı hazırlar. İşte Bengisu, bu aralıkları kendi gözüyle doldurmuş... Bunu yaparken mektubu tuvale taşıyıp bence böyle bir mektuptu ve üzerinde de bunlar yazıyorduyu anlatırken, filmin içinde ki sözsüz anlara ise içinden geçen baloncukları doldurmuş... Ve yine yönetmenin izleyicisinin algısına bıraktığı başka noktaları, kendi yüreğinden geçen şekliyle harmanlamış....
Segide benim keyif aldığım uygulamalardan bir tanesi ise, filmin içinde Hitchcock'un da yer aldığı bir fotoğraf kullanılmıştır. Bengisu bu fotoğrafı ayrıca çerçevelemiş ve hemen üstadın yanına kendinide yerleştirmeyi unutmamış....
Bengisu'yu bu müthiş fikri ve uygulaması için tebrik edebilmeni isterdim kaptan... Belki karaya çıktığın bir gün birlikte başka sergilere gideriz...
Diğer kadın, Burcu Halaçoğlu ise eminim ayakta alkışlamak isteyeceğin türden biri...
Şöyle bir derdi var:
"Sesler, harfler, heceler, cümleler, Anlatıcı Kim? Anlatılan hikaye kimin? Ait olmadığın bir dilde hikeye anlatmak mümkün mü?"
60 dakika boyunca sizi hipnotize eden ve konuşmayı yeniden öğreten bu oyunun arkasında ki tasarlayıcıları da es geçmemek gerek tabi ki ama Burcu'nun performansı yenilir yutulur cinsten değildi.

Bir hikaye dinliyorsunuz ama hikaye kimin ya da hikaye neyi anlatıyor umursamıyorsunuz. Çünkü izlerken, siz kendi hikayenizi yazıyorsunuz.
Deneyimlemeni isterdim kaptan, sonra da bana performansı izlerken yaşadığın kendi hikayeni anlatmanı...
Bu iki kadınında gösterdiği başarı, çağdaş yaklaşımları ve uygulama alanları hayatın hava kabarcıkları gibi... O kabarcıkların içine girip temiz havayı ciğerlerinize çekiyorsunuz ve dumandan, pislikten arınıyorsunuz bir nebzede olsa... Tıpkı sizin açık denizlerde hergün yaptığınız orsa dalışlarınız gibi...
Ben yolculuk öncesi hazırlıklarıma başladım. Duracağınız ilk limanda sizi karşılıyor olacağım. O güne kadar düşünüz düşüm, nefesiniz nefesim olsun.
Saygılarımla,
Seyr-i Alemciniz.
Not:
Performansı izlemek için;
gösterimler. 9, 16 kasım; 7, 22 aralık 2012
saat. 20:30
yer. GalataPerform
bilet. 20 tl
bilgi ve rezervasyon.
http://www.ba-bel.net/
info@ba-bel.net
* Gösterimler 30 kişiyle sınırlıdır.
* Performans 60 dakika sürmektedir.
Sergi ve diğer çalışmalar hakkında bilgi almak için;
http://www.bengisubayrak.com/
Dial M for Muder' ı izlemek için;
http://www.izlebizle.net/cinayet-var-1954-turkce-dublaj-izle.html
Sana iki müthiş kadından bahsetmek istiyorum. Burcu Halaçoğlu ve Bengisu Bayrak...
Bengisu ressam ve sinema üzerene yüksek lisans yapmış. Bir Hitchcock hayranı. Pera güzel sanatlarda geçtiğimiz perşembe günü sergisinin açılışında tanıdım kendisini.
Bengisu'nun sergisinde de beni heyecanlandıran bir buluş vardı. Öncelikle serginin temelini oluşturan "Dail M for Murder" filminden bahsedelim biraz. Henüz izlemediyseniz bakmakta fayda var derim ben. Ustanın bolca çektiği hikaye türlerinden biridir ve mükemmel cinayeti tasvir eder. Grace Kelly'nin müthiş performansı göz doldurur. Hitchcock filmleri üzerine çok şey yazılıp söylendiği için burada ustaya saygı kuşağı yapma niyetinde değilim ama bu filme daha önce Bengisu'nun baktığı gözle bakıldığını sanmıyorum.
Sergide ki film karelerine bakarken izlediğim şey, sanatçının gözündeki, ruhunda ki ve kalbinde ki yansımalarının kurgulanmış haliydi...
Filmin içinde bize gösterilmeyen bazı noktalar vardır. Beynimiz bunu kendiliğinden tamamlar. O yüzden bu detaylar ortak bilincin idrak edeceği şekilde serpiştirilir. Mesela esas adamın mektubu okuduğu sahne... Mektupta ne yazdığını görmeyiz... Nasıl bir mektup olduğunu bilmeyiz... Ama yönetmen bizim onu algılamamız için bütün ortamı hazırlar. İşte Bengisu, bu aralıkları kendi gözüyle doldurmuş... Bunu yaparken mektubu tuvale taşıyıp bence böyle bir mektuptu ve üzerinde de bunlar yazıyorduyu anlatırken, filmin içinde ki sözsüz anlara ise içinden geçen baloncukları doldurmuş... Ve yine yönetmenin izleyicisinin algısına bıraktığı başka noktaları, kendi yüreğinden geçen şekliyle harmanlamış....
Segide benim keyif aldığım uygulamalardan bir tanesi ise, filmin içinde Hitchcock'un da yer aldığı bir fotoğraf kullanılmıştır. Bengisu bu fotoğrafı ayrıca çerçevelemiş ve hemen üstadın yanına kendinide yerleştirmeyi unutmamış....
Bengisu'yu bu müthiş fikri ve uygulaması için tebrik edebilmeni isterdim kaptan... Belki karaya çıktığın bir gün birlikte başka sergilere gideriz...
Diğer kadın, Burcu Halaçoğlu ise eminim ayakta alkışlamak isteyeceğin türden biri...
Şöyle bir derdi var:
"Sesler, harfler, heceler, cümleler, Anlatıcı Kim? Anlatılan hikaye kimin? Ait olmadığın bir dilde hikeye anlatmak mümkün mü?"
60 dakika boyunca sizi hipnotize eden ve konuşmayı yeniden öğreten bu oyunun arkasında ki tasarlayıcıları da es geçmemek gerek tabi ki ama Burcu'nun performansı yenilir yutulur cinsten değildi.
Bir hikaye dinliyorsunuz ama hikaye kimin ya da hikaye neyi anlatıyor umursamıyorsunuz. Çünkü izlerken, siz kendi hikayenizi yazıyorsunuz.
Deneyimlemeni isterdim kaptan, sonra da bana performansı izlerken yaşadığın kendi hikayeni anlatmanı...
Bu iki kadınında gösterdiği başarı, çağdaş yaklaşımları ve uygulama alanları hayatın hava kabarcıkları gibi... O kabarcıkların içine girip temiz havayı ciğerlerinize çekiyorsunuz ve dumandan, pislikten arınıyorsunuz bir nebzede olsa... Tıpkı sizin açık denizlerde hergün yaptığınız orsa dalışlarınız gibi...
Ben yolculuk öncesi hazırlıklarıma başladım. Duracağınız ilk limanda sizi karşılıyor olacağım. O güne kadar düşünüz düşüm, nefesiniz nefesim olsun.
Saygılarımla,
Seyr-i Alemciniz.
Not:
Performansı izlemek için;
gösterimler. 9, 16 kasım; 7, 22 aralık 2012
saat. 20:30
yer. GalataPerform
bilet. 20 tl
bilgi ve rezervasyon.
http://www.ba-bel.net/
info@ba-bel.net
* Gösterimler 30 kişiyle sınırlıdır.
* Performans 60 dakika sürmektedir.
Sergi ve diğer çalışmalar hakkında bilgi almak için;
http://www.bengisubayrak.com/
Dial M for Muder' ı izlemek için;
http://www.izlebizle.net/cinayet-var-1954-turkce-dublaj-izle.html